10 Aralık 2012 Pazartesi
Mechul Asker Aniti
Her ulkede oldugu gibi bir mechul asker aniti Moskova'da da mevcut. Alexander bahcesinin girisinde sol tarafta Kremlin'in duvarina yakin kisimda yaz kis demeden iki asker tarafindan korunan aniti ve onunde hic sonmeyen atesini gorebilirsiniz. 1966 yilinda yapilan bu anit, II. Dunya savasinda kaybedilen askerlerin anisina yapilmistir. Dogrulu konusunda cok emin olamamakla birlikte, II. Dunya savasinda sehit olan kimligi belli olmayan bir askerin mezarinin da bu anitin altinda yattigi soyleniyor. Her sene ozellikle 23 Subatta'ki Vatan'in Savunuculari gununde anitta toren duzenlenerek devletin ileri gelenleri celenk koyar.
28 Kasım 2012 Çarşamba
Modunuza gore kitap secimi
Nasil bir kitap okumak istersiniz? Ilginc mi ? Ya da rahat okunan bir kitap mi ? Eglenceli mi olsun yoksa ciddi bir kitap mi olsun? Hic mi aklinizdan gecmez su an cok depresif hissediyorum biraz eglencelik, rahat okunan bir kitaba ihtiyacim var acaba ne okusam diye. Iste bu mantiktan yola cikarak kurulan bir site var.
Etiketler:
choose what to read,
Kitaplar,
moduna gore kitap,
whichbook
What should I Read Next?
Kisa zaman once kesfettigim cok guzel bir site. http://whatshouldireadnext.com
Begendiginiz kitabin adini yada yazarini yaziyorsunuz,o da size ayni tarzdaki kitaplarin listesini cikariyor ve amazon'a direk linkle baglaniyor.
Site ingilizce fakat cok rahat bira sekilde diger sitelerden kitaplarin cevirilerine ulasabilirsiniz.
Kim bilir belki de daha once bilmediginiz mukemmel bir kitap ile karsilasilasabilirsiniz:)
Etiketler:
amazon,
Kitaplar,
what should I read next,
whatshouldIreadnext.com
22 Kasım 2012 Perşembe
Muhtesem Gatsby
Fitzgerald in okudugum ilk kitabi 'Muhtesem Gatsby' ve bu kitabi daha once okumaliydim dedirten bir kitap. Kitabin sayfalarini cevirirken yazarin dilinin akiciligina ve surukleyiciligine hayran olmamak mumkun degil. Kitabi elimden birakamadim, hatta ise gitmiyor olsaydim elimden kurtulamazdi o kitap da hadi neyse:)
Henuz bu kitabi okumadiysaniz size tavsiyem filminine dair herhangi bir seyi izlemeyin, okumayin, kulaklarinizi tikayin once kitabi bitirin sonra filmin detaylarini incelemek isterseniz bakin. Maalesef ben oncesinde film hakkinda bilgi sahibi oldugum icin Gatsby karakterini gozumde hep malum aktorumuzu canlandirarak dusundum, her ne kadar Daisy karakterini cok begendigim bir aktris oynamis olsa da, her okudugum cumlede kendi yaraticiligima gore gozumde canlandirmak isterdim, baskalarinin yaraticiligina gore degil. Cunku dili ve tasvirleri bu kadar ustalikla kullanan yazarlarin kitaplarini okudugumda en cok hosuma giden ise okurken aklimda, gozumde canlanan dunyadir. Maalesef bu sefer biraz onyargili okumak durumda kaldim bu kitabi ve kitaptan aldigim tat her ne kadar cok olsa da yine de biraz golge dusurdu diyebilirim. O yuzden bir sure sonra su filmin tantanasi gectikten sonra ingilizcesini alip tekrar okumayi planliyorum. (Niye mi ingilizcesi, kitabi okuduktan sonra elestirilerini okurken karsilastigim ingilizce alintilarin bazilari beni turkcesinden daha cok etkiledi. Hem de yazarin anadilini bildigim icin araya herhangi bir ceviri girmeden ana dilinden okumanin daha iyi olacagi gorusundeyim. )
Biraz da kitabin konusu nedir ne degildir, onun hakkinda konusalim. Hikayemiz, Fitzgerald'in 'Caz devri' diye nitelendirdigi 1. Dunya savasi sonrasinda 1920'lerde Amerika'da gecmektedir. Hikayenin anlatici olarak yer alan kahramani 'Nick' borsa isindedir ve Gatsby'nin komsudur. Gatsby, ise muhtesem konaginda muhtesem ve gorkemli partiler vermektedir, karakteri ve zenginligi her zaman net olarak anlasilamamis ve arkasindan yasal olmayan yollar da dahil olmak uzere turlu turlu hikayeler anlatilmaktadir. Ama butun bunlar aslinda tek bir kisi dir, genclik aski Daisy icin. Daisy ise Gatsby'nin askerden zamaninda donmemesi nedeniyle Tom ile evlenir. Ikili zengin ama bir o kadar bos bir evlilik yasamaya baslarlar. Sonra olaylar olaylar :)
Aslinda cok klasik bir hikaye gibi dursada; Amerikan ruyasi, savas sonrasi gelismeye baslayan yeni ekonomi ile degisen yeni dengeler ve temelleri atilan tuketim toplumu konularini o kadar guzel islenmis olarak bulacaksiniz ki hikayenin icinde. Bu yuzden kitabin alt metninde de dikkat ederek okumakta fayda oldugunu dusunuyorum. Kitapta yer yer sembolizm ornekleri gorebilirsiniz mesela kitapta surekli olarak Gatsby'nin kendini yesil isiga dogru donmesi burada hic ulasilamayan amerikan ruyasinina atifta bulundugunu gorursunuz. Tabi bu tarz cagrisimlari yapabilmek icin onceden kitap hakkinda bilgi sahibi olmakta fayda var ya da devaminda kitap hakkindaki elestirileri okumakta.
Son olarak da kitabin en son kisminda gecen bir cumleyi paylasmak istiyorum belki de kitabi en iyi aciklayan cumleyi.
Aslinda cok klasik bir hikaye gibi dursada; Amerikan ruyasi, savas sonrasi gelismeye baslayan yeni ekonomi ile degisen yeni dengeler ve temelleri atilan tuketim toplumu konularini o kadar guzel islenmis olarak bulacaksiniz ki hikayenin icinde. Bu yuzden kitabin alt metninde de dikkat ederek okumakta fayda oldugunu dusunuyorum. Kitapta yer yer sembolizm ornekleri gorebilirsiniz mesela kitapta surekli olarak Gatsby'nin kendini yesil isiga dogru donmesi burada hic ulasilamayan amerikan ruyasinina atifta bulundugunu gorursunuz. Tabi bu tarz cagrisimlari yapabilmek icin onceden kitap hakkinda bilgi sahibi olmakta fayda var ya da devaminda kitap hakkindaki elestirileri okumakta.
Son olarak da kitabin en son kisminda gecen bir cumleyi paylasmak istiyorum belki de kitabi en iyi aciklayan cumleyi.
They smashed up things and creatures and then retreated back into their money or their vast carelessness or whatever it was that kept them together, and let other people clean up the mess they had made
Etiketler:
Amerikan Ruyasi,
Caz devri,
Great Gatsby,
Kitaplar,
muhtesem gatsby,
Scott Fitzgerald,
yesil isik
14 Kasım 2012 Çarşamba
The Literary Gift Company
Mukemmel bir site 'The Literary Gift Company' Yillardir aradigim siteyi sonunda buldum. Sadece kitaplara yonelik hediyelerin satildigi bir site. Bu siteyi bulduktan sonra artik hayatim eskisi olmayacak eminim. Kitaplari benim kadar seven biri ancak su an ki heyecanimi anlayabilir. Almak istedigim o kadar cok sey var ki kendimi dizginlemeye cailsiyorum :) Sitede oyle klasik urunler yok cok orjinal ve basarili urunleri var. Neler mi var peki bu sitede kitaplarin hediye olarak kullanabilecegi ne kadar urun cesidi varsa hepsini bulabilirsiniz. Iste sectigim mukemmel hediyelerden bir demet.
Kitap tutuculari
Takilar
Kisacasi ben sitede yer alan her turlu urune bayildim. Cok orjinal hediyeler var icerisinde hitap eden kisine gore.
Cantalar, Borges'in sozu ile
Takilar
Tabi ki Puzzle..
Posterler.. Asagidaki postere ozellikle bayildim tam kutuphane yanina cercevetmelik :)
Banyo keyfi icin de her sey dusunulmus :) Kitap okuma standina da bayildimmmm, klasik sari plastik ordek bile modifiye edilmis :)
Kartpostallar..
Hatta Sherlock Holmes'in detektiflik hikayelerinden oyunu bile dusunulmus. Katil kim acaba :) Usak mi :)
Etiketler:
hediye,
Kitap,
Kitap hediyeleri,
Kitaplar,
orjinal hediyeler,
The literary gift company
13 Kasım 2012 Salı
Moonrise Kingdom
Moonrise Kingdom filmine her yonuyle bayildim. Wes Anderson tarafindan yonetilen filmde, yonetmenin yarattigi dunyaya hayran kalmamak mumkun degil. Filmin konusuna gelince, 1950'lerde, bir adada yasayan12 yasinda birbirlerine asik olan, kendilerince sorunlu 2 cocugun kacis hikayesini anlatmaktadir. Erkek cocuk kahraminiz yetimdir, bir yavru kurttur ve dogada yasam uzerine egitim almistir, kiz cocuk kahraminiz ise kendince problemli, buyulu kitaplari okumaktan hoslanan ve surekli durbunu ile dolasan bir kiz. Iki karakterde birbirinden ilginc sekilde olusturulmus. Diger rollerdeki unlu sanatcilari da unumamak lazim; Edward Norton, Bill Murray, Bruce Wills.. hepsi hikayeyi o kadar guzel beslemis ki. Her bir karakter basli basina bir karakter, hepsi tek tek ozenle dusunulup olusturulmus. Filmi izlerken her karakterin birbirinden farkli oldugunu ve kendine has ozellikleri oldugunu kesfediyorsunuz. Hic bir karakter laf olsun diye yaratilmamis, hepsinin filme ayri ayri katkisi var. Filmi bu kadar guzel yapan da zaten karakterlerin siradisiligi.
Filmdeki her sahnenin detaylari icin o kadar cok ugrasilmis ki, ilk andan itibaren detaylarin guzelligine vuruluyorsunuz. Ayrica filme sonbahar havasi hakim yani soluk renkler sarilar, kahverengiler ama bu renk paletine ragmen bir o kadar da canli yonetmenin bunu nasil basardigini bilmiyorum ama bana hissettirdigi bu.
Daha once bir filmden bu kadar cok sahneye bayildigimi hatirlamiyorum. Bu kadar minimalist calisilip nasil bu kadar etkileyici bir dunya yarattigini saskinlikla izliyorsunuz.
Ozellikle Anlaticinin yer aldigi sahnelerde ondan baska kisinin olmamasi arka planin guzelligine vuruldum.
Filmi en iyi anlatacagini dusundugum bir iki sahneyi daha eklemek istiyorum
'Suzy' kiz kahraminimizin 'Sam' erkek kahramanimiza kitap kamp atesinde kitap okudu sahneler de muhtesemdi. Suzy'nin en ilginc yanlarindan biri de kacis icin yanina bir bavul dolusu kitap almis olmasi bu bana biraz kendimi hatirlatti :)
Peki sadece sahneler mi etkileyeci olan tabi ki hayir :) Diyoglarda muhtesem. Mesela 'Suzy' ailesini sevmediginden ve 'Sam' in ne kadar sansli oldugundan bahsediyordu ve 'Sam'in verdigi cevap cok etkileyiciydi.
- Suzy I love you, but you have no idea what you're talking about.
Suzy'nin kutaphaneden kitaplari neden caldigini anlattigi sahne de cok basit ama etkileyiciydi
Ayrica film, komedi ogeleri de barindiyor mesela 'Suzy'in babasi Bill Morray'in ayakkabisi ile Edward Norton'a saldirdigi sahne mukemmeldi.
Filmdeki her sahnenin detaylari icin o kadar cok ugrasilmis ki, ilk andan itibaren detaylarin guzelligine vuruluyorsunuz. Ayrica filme sonbahar havasi hakim yani soluk renkler sarilar, kahverengiler ama bu renk paletine ragmen bir o kadar da canli yonetmenin bunu nasil basardigini bilmiyorum ama bana hissettirdigi bu.
Daha once bir filmden bu kadar cok sahneye bayildigimi hatirlamiyorum. Bu kadar minimalist calisilip nasil bu kadar etkileyici bir dunya yarattigini saskinlikla izliyorsunuz.
Ozellikle Anlaticinin yer aldigi sahnelerde ondan baska kisinin olmamasi arka planin guzelligine vuruldum.
Filmi en iyi anlatacagini dusundugum bir iki sahneyi daha eklemek istiyorum
'Suzy' kiz kahraminimizin 'Sam' erkek kahramanimiza kitap kamp atesinde kitap okudu sahneler de muhtesemdi. Suzy'nin en ilginc yanlarindan biri de kacis icin yanina bir bavul dolusu kitap almis olmasi bu bana biraz kendimi hatirlatti :)
Peki sadece sahneler mi etkileyeci olan tabi ki hayir :) Diyoglarda muhtesem. Mesela 'Suzy' ailesini sevmediginden ve 'Sam' in ne kadar sansli oldugundan bahsediyordu ve 'Sam'in verdigi cevap cok etkileyiciydi.
- Suzy I love you, but you have no idea what you're talking about.
Suzy'nin kutaphaneden kitaplari neden caldigini anlattigi sahne de cok basit ama etkileyiciydi
Ayrica film, komedi ogeleri de barindiyor mesela 'Suzy'in babasi Bill Morray'in ayakkabisi ile Edward Norton'a saldirdigi sahne mukemmeldi.
Filmin her sahnesi bir baska guzel, filmi izledikten sonra yonetmene hayran olmamak mumkun degil. Wes Anderson'i takip listesine aldim :)
Eger little miss sunshine yada everything is illuminated filmlerini begendiyseniz bu filmi sevmemeniz imkansiz. Bence mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Etiketler:
Bill Morray,
Bruce Willes,
Edward Norton,
Film,
FilmElestirileri,
Jarad Gilman,
Jason Swartzman,
Kara Hayward,
Moonrise Kingdom,
Sam,
Suzy,
Wes Anderson
2 Kasım 2012 Cuma
Sanatci testi :)
Merhabalar,
Gecen gun Sanatblog.com'un sitesinde gordugum bir testi sizinle paylasmak istiyorum. Re:design studyosundan Eurydyka Kata ile Rafal Szczawinsk cok eglenceli bir sanat testi hazirlamislar. Hazirladiklari minimalist posterlerden yola cikarak sizlere ressamin kim oldugunu bulmanizi istiyorlar. Ben 15 tanesinin icinden 6 tanesini bilebildim. Bakalim siz ne kadar basarili olacaksiniz. Cevaplarini yazinin en sonunda bulabilirsiniz.
Cevaplar:1. Vincent van Gogh (1853–1890), 2. Salvador Dali(1904–1989), 3. Roy Lichtenstein (1923–1997), 4. Rene Magritte (1898–1967), 5. Andy Warhol (1928–1987), 6. Rembrandt van Rijn (1606–1669), 7.Marcel Duchamp (1887–1968), 8. Frida Kahlo (1907–1954), 9. Piet Mondrian (1872–1944), 10.Pablo Picasso (1881–1973), 11. Mark Rothko (1903–1970), 12. Johan Vermeer (1632–1675), 13. Jackson Pollock (1912–1956), 14. Henri Matisse (1869–1954), 15. Damien Hirst (1965 – )
Gecen gun Sanatblog.com'un sitesinde gordugum bir testi sizinle paylasmak istiyorum. Re:design studyosundan Eurydyka Kata ile Rafal Szczawinsk cok eglenceli bir sanat testi hazirlamislar. Hazirladiklari minimalist posterlerden yola cikarak sizlere ressamin kim oldugunu bulmanizi istiyorlar. Ben 15 tanesinin icinden 6 tanesini bilebildim. Bakalim siz ne kadar basarili olacaksiniz. Cevaplarini yazinin en sonunda bulabilirsiniz.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Cevaplar:1. Vincent van Gogh (1853–1890), 2. Salvador Dali(1904–1989), 3. Roy Lichtenstein (1923–1997), 4. Rene Magritte (1898–1967), 5. Andy Warhol (1928–1987), 6. Rembrandt van Rijn (1606–1669), 7.Marcel Duchamp (1887–1968), 8. Frida Kahlo (1907–1954), 9. Piet Mondrian (1872–1944), 10.Pablo Picasso (1881–1973), 11. Mark Rothko (1903–1970), 12. Johan Vermeer (1632–1675), 13. Jackson Pollock (1912–1956), 14. Henri Matisse (1869–1954), 15. Damien Hirst (1965 – )
Etiketler:
Andy Warhol,
Eurydyka Kata,
Frida Kahlo,
Henri Matisse,
Jackson Pollock,
Pablo Picasso,
Rafal Szczawinsk,
re:design,
Roy Lichtenstein,
Salvador Dali,
Sanat,
sanatblog,
Vincent van Gogh
26 Ekim 2012 Cuma
Indifference
Bir gun tesadufen Tretyakov Gallery'den Kremlin'e dogru yururken kesfettigim Bolotnaya Parkinda Cocuklara adanmis bir heykel gordum. Eserin guzelligi ya da yarattigi etki tartisilir ama sanatcinin dikkatini cekmek istedigi nokta cok anlamli; Hep cocuklar gelecegimizdir diyoruz ama bunun icin ne yapiyoruzu sorguluyor. Bunu buraya yazan kac yasindaki ya da ne gormus ki boyle yaziyor demeyin elciye zeval olmaz.
'Children are the victims of adults vices' by Mihail Chemiakin
15 heykelin yer aldigi bu eserde,her bir heykel sanatcinin cocuklari korunmasini gerektigi dusuncelere adanmis.
'Children are the victims of adults vices' by Mihail Chemiakin
15 heykelin yer aldigi bu eserde,her bir heykel sanatcinin cocuklari korunmasini gerektigi dusuncelere adanmis.
- Drug Addiction
- Prostitution
- Theft
- Alcoholism
- Ignorance
- Irresponsible Science
- Indifference [the centerpiece*!]
- Propaganda of violence
- Sadism
- For those without memory
- Child labor
- Poverty
- War
Etiketler:
Bolotnaya,
children,
children are the victims of adults vices,
Kremlin,
Mihail Chemiakin,
Moskova,
Moskova gezi rehberi,
Moskova hakkinda hersey,
Tretyakov,
Tretyakov Gallery
Moskova'daki Kis Emareleri
Moskova'da kis sessiz ve derinden gelir, yavas yavas isaretleri fark etmeye baslarsiniz ve boom karsinizda kasvetli surekli kar yagan 0 derecenin bile soguk sayilamayacagi bir kis baslar..
- Eger, disaridan iceriye dogru girdiginizde gozluklerininiz bugulaniyorsa..
- Eger, Rus kadinlari topuklu acik ayakkabi icine corap giymeye baslarlarsa (ama mini etekler bakii onlarin mevsimi olmaz!)
- Eger sabahlari kalktiginizda havaya bakip, saatin bozuldugunu dusunup 3 kere kontrol etmek zorunda kaliyorsaniz
- Eger, yolda semsiye savaslarina maruz kaliyorsaniz
- Eger, reklam, brosur, gazete vb. dagitanlari metronun icinde gormeye basliyorsaniz
- Eger, metroya bindiginiz anda burum buram alkol kokusu burnunuza carpiyorsa
- Eger, yeni kurk koleksiyonu ciktiysa
- Eger, parkta bos bos oturan insan sayisi azalmaya basliyorsa
- Eger, ruslar Datcha'ya gitmeyi biraktiysa
hic bosuna ugrasmayin kabullenmeye calisin, bilin ki kis hic de uzakta degil 8 ay icerisinde kisi 2 kere yasamaya hazir olun!
25 Ekim 2012 Perşembe
Kitaplardan Sevdigim Bolumler 2 - 1984
Ilk George Orwell'in muhtesem kitabi 1984'u elime aldigimda okumak icin ne kadar gec kaldigimi dusunuyordum ama kitabi okudukca anladim ki o zaman tam olarak da bu zamanmis. Eger bu kitabi Rusya'da okumasaydim bu kadar icime isleyecegini ya da anlayabilecegimi sanmiyorum. Her ne kadar kitap Rusya'ya bir taslama olarak yazilmasa da kitapta anlatilan dusunce yapisini hala sokaklarda gormek mumkun. Tabi ki eskisi ile karsilastiralamayacak bir degisim var burada ama yine de henuz olmamis bir seyler var. Adini koyamadigim ama saskinlikla izlemeye devam ettigim.
Simdi ise, sevdigim bolum geliyor. Bana gore bu kitabi 1 cumle ile anlat deseler kesinlikle bunu soylerdim. Herseyi o kadar guzel ozetlemis ki..
'Ozgurluk, iki kere iki dort eder diyebilmektir'
Bu kitabi hala okuma sansi bulamdiysaniz kacirmayin derim.
Simdi ise, sevdigim bolum geliyor. Bana gore bu kitabi 1 cumle ile anlat deseler kesinlikle bunu soylerdim. Herseyi o kadar guzel ozetlemis ki..
'Ozgurluk, iki kere iki dort eder diyebilmektir'
Bu kitabi hala okuma sansi bulamdiysaniz kacirmayin derim.
Etiketler:
1984,
george orwell,
iki kere iki,
Kitaplar,
kitaplardan sevdigim bolumler,
Ozgurluk,
Rusya
26 Ağustos 2012 Pazar
Yemek Festivali @ Gorky Park
Moskova'nin sevdigim yanlarindan biri de her zaman kendinize gore yapacak birseyler bulabilecek olmaniz. Etkinliklerin cok fazla duyurulmamasina ragmen bir sekilde ogrenmeyi basarirsaniz cok guzel ve eglenceli vakit gecerebilirsiniz. Iste o etkinliklerden biri de Gorky Parktaki yemek festivaliydi.
Festivalin sponsorlarindan biri de Ikea'ydi, parkin bir cok yerinde stantlari vardi ve tasarimlari her zamanki gibi cok renkli ve eglenceliydi.
Bu da Amerikadan Cobblers.. Cok lezzetliydi :) Amerika Konsoloslugu sefinin eline saglik :)
Festivalin sponsorlarindan biri de Ikea'ydi, parkin bir cok yerinde stantlari vardi ve tasarimlari her zamanki gibi cok renkli ve eglenceliydi.
Stantlardan Goruntuler
Ayrica cesitli Master Class'lar da vardi. Etlerin nasil pisirilmesi gerektiginden, nasil kek yapilacagina, aromali kahvelerin aslinda ne kadar kolay hazirlandigina dair bir cok guzel master class'lar vardi.
Iste ben bunu ictim :)
Bu da Amerikadan Cobblers.. Cok lezzetliydi :) Amerika Konsoloslugu sefinin eline saglik :)
Etiketler:
cobbler,
gorky park,
Ikea,
Kahve,
Moskova,
Moskova gezi rehberi,
Moskova hakkinda hersey,
Yemek festivali
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)