Nasil bir kitap okumak istersiniz? Ilginc mi ? Ya da rahat okunan bir kitap mi ? Eglenceli mi olsun yoksa ciddi bir kitap mi olsun? Hic mi aklinizdan gecmez su an cok depresif hissediyorum biraz eglencelik, rahat okunan bir kitaba ihtiyacim var acaba ne okusam diye. Iste bu mantiktan yola cikarak kurulan bir site var.
28 Kasım 2012 Çarşamba
Modunuza gore kitap secimi
Etiketler:
choose what to read,
Kitaplar,
moduna gore kitap,
whichbook
What should I Read Next?
Kisa zaman once kesfettigim cok guzel bir site. http://whatshouldireadnext.com
Begendiginiz kitabin adini yada yazarini yaziyorsunuz,o da size ayni tarzdaki kitaplarin listesini cikariyor ve amazon'a direk linkle baglaniyor.
Site ingilizce fakat cok rahat bira sekilde diger sitelerden kitaplarin cevirilerine ulasabilirsiniz.
Kim bilir belki de daha once bilmediginiz mukemmel bir kitap ile karsilasilasabilirsiniz:)
Etiketler:
amazon,
Kitaplar,
what should I read next,
whatshouldIreadnext.com
22 Kasım 2012 Perşembe
Muhtesem Gatsby
Fitzgerald in okudugum ilk kitabi 'Muhtesem Gatsby' ve bu kitabi daha once okumaliydim dedirten bir kitap. Kitabin sayfalarini cevirirken yazarin dilinin akiciligina ve surukleyiciligine hayran olmamak mumkun degil. Kitabi elimden birakamadim, hatta ise gitmiyor olsaydim elimden kurtulamazdi o kitap da hadi neyse:)
Henuz bu kitabi okumadiysaniz size tavsiyem filminine dair herhangi bir seyi izlemeyin, okumayin, kulaklarinizi tikayin once kitabi bitirin sonra filmin detaylarini incelemek isterseniz bakin. Maalesef ben oncesinde film hakkinda bilgi sahibi oldugum icin Gatsby karakterini gozumde hep malum aktorumuzu canlandirarak dusundum, her ne kadar Daisy karakterini cok begendigim bir aktris oynamis olsa da, her okudugum cumlede kendi yaraticiligima gore gozumde canlandirmak isterdim, baskalarinin yaraticiligina gore degil. Cunku dili ve tasvirleri bu kadar ustalikla kullanan yazarlarin kitaplarini okudugumda en cok hosuma giden ise okurken aklimda, gozumde canlanan dunyadir. Maalesef bu sefer biraz onyargili okumak durumda kaldim bu kitabi ve kitaptan aldigim tat her ne kadar cok olsa da yine de biraz golge dusurdu diyebilirim. O yuzden bir sure sonra su filmin tantanasi gectikten sonra ingilizcesini alip tekrar okumayi planliyorum. (Niye mi ingilizcesi, kitabi okuduktan sonra elestirilerini okurken karsilastigim ingilizce alintilarin bazilari beni turkcesinden daha cok etkiledi. Hem de yazarin anadilini bildigim icin araya herhangi bir ceviri girmeden ana dilinden okumanin daha iyi olacagi gorusundeyim. )
Biraz da kitabin konusu nedir ne degildir, onun hakkinda konusalim. Hikayemiz, Fitzgerald'in 'Caz devri' diye nitelendirdigi 1. Dunya savasi sonrasinda 1920'lerde Amerika'da gecmektedir. Hikayenin anlatici olarak yer alan kahramani 'Nick' borsa isindedir ve Gatsby'nin komsudur. Gatsby, ise muhtesem konaginda muhtesem ve gorkemli partiler vermektedir, karakteri ve zenginligi her zaman net olarak anlasilamamis ve arkasindan yasal olmayan yollar da dahil olmak uzere turlu turlu hikayeler anlatilmaktadir. Ama butun bunlar aslinda tek bir kisi dir, genclik aski Daisy icin. Daisy ise Gatsby'nin askerden zamaninda donmemesi nedeniyle Tom ile evlenir. Ikili zengin ama bir o kadar bos bir evlilik yasamaya baslarlar. Sonra olaylar olaylar :)
Aslinda cok klasik bir hikaye gibi dursada; Amerikan ruyasi, savas sonrasi gelismeye baslayan yeni ekonomi ile degisen yeni dengeler ve temelleri atilan tuketim toplumu konularini o kadar guzel islenmis olarak bulacaksiniz ki hikayenin icinde. Bu yuzden kitabin alt metninde de dikkat ederek okumakta fayda oldugunu dusunuyorum. Kitapta yer yer sembolizm ornekleri gorebilirsiniz mesela kitapta surekli olarak Gatsby'nin kendini yesil isiga dogru donmesi burada hic ulasilamayan amerikan ruyasinina atifta bulundugunu gorursunuz. Tabi bu tarz cagrisimlari yapabilmek icin onceden kitap hakkinda bilgi sahibi olmakta fayda var ya da devaminda kitap hakkindaki elestirileri okumakta.
Son olarak da kitabin en son kisminda gecen bir cumleyi paylasmak istiyorum belki de kitabi en iyi aciklayan cumleyi.
Aslinda cok klasik bir hikaye gibi dursada; Amerikan ruyasi, savas sonrasi gelismeye baslayan yeni ekonomi ile degisen yeni dengeler ve temelleri atilan tuketim toplumu konularini o kadar guzel islenmis olarak bulacaksiniz ki hikayenin icinde. Bu yuzden kitabin alt metninde de dikkat ederek okumakta fayda oldugunu dusunuyorum. Kitapta yer yer sembolizm ornekleri gorebilirsiniz mesela kitapta surekli olarak Gatsby'nin kendini yesil isiga dogru donmesi burada hic ulasilamayan amerikan ruyasinina atifta bulundugunu gorursunuz. Tabi bu tarz cagrisimlari yapabilmek icin onceden kitap hakkinda bilgi sahibi olmakta fayda var ya da devaminda kitap hakkindaki elestirileri okumakta.
Son olarak da kitabin en son kisminda gecen bir cumleyi paylasmak istiyorum belki de kitabi en iyi aciklayan cumleyi.
They smashed up things and creatures and then retreated back into their money or their vast carelessness or whatever it was that kept them together, and let other people clean up the mess they had made
Etiketler:
Amerikan Ruyasi,
Caz devri,
Great Gatsby,
Kitaplar,
muhtesem gatsby,
Scott Fitzgerald,
yesil isik
14 Kasım 2012 Çarşamba
The Literary Gift Company
Mukemmel bir site 'The Literary Gift Company' Yillardir aradigim siteyi sonunda buldum. Sadece kitaplara yonelik hediyelerin satildigi bir site. Bu siteyi bulduktan sonra artik hayatim eskisi olmayacak eminim. Kitaplari benim kadar seven biri ancak su an ki heyecanimi anlayabilir. Almak istedigim o kadar cok sey var ki kendimi dizginlemeye cailsiyorum :) Sitede oyle klasik urunler yok cok orjinal ve basarili urunleri var. Neler mi var peki bu sitede kitaplarin hediye olarak kullanabilecegi ne kadar urun cesidi varsa hepsini bulabilirsiniz. Iste sectigim mukemmel hediyelerden bir demet.
Kitap tutuculari
Takilar
Kisacasi ben sitede yer alan her turlu urune bayildim. Cok orjinal hediyeler var icerisinde hitap eden kisine gore.
Cantalar, Borges'in sozu ile
Takilar
Tabi ki Puzzle..
Posterler.. Asagidaki postere ozellikle bayildim tam kutuphane yanina cercevetmelik :)
Banyo keyfi icin de her sey dusunulmus :) Kitap okuma standina da bayildimmmm, klasik sari plastik ordek bile modifiye edilmis :)
Kartpostallar..
Hatta Sherlock Holmes'in detektiflik hikayelerinden oyunu bile dusunulmus. Katil kim acaba :) Usak mi :)
Etiketler:
hediye,
Kitap,
Kitap hediyeleri,
Kitaplar,
orjinal hediyeler,
The literary gift company
13 Kasım 2012 Salı
Moonrise Kingdom
Moonrise Kingdom filmine her yonuyle bayildim. Wes Anderson tarafindan yonetilen filmde, yonetmenin yarattigi dunyaya hayran kalmamak mumkun degil. Filmin konusuna gelince, 1950'lerde, bir adada yasayan12 yasinda birbirlerine asik olan, kendilerince sorunlu 2 cocugun kacis hikayesini anlatmaktadir. Erkek cocuk kahraminiz yetimdir, bir yavru kurttur ve dogada yasam uzerine egitim almistir, kiz cocuk kahraminiz ise kendince problemli, buyulu kitaplari okumaktan hoslanan ve surekli durbunu ile dolasan bir kiz. Iki karakterde birbirinden ilginc sekilde olusturulmus. Diger rollerdeki unlu sanatcilari da unumamak lazim; Edward Norton, Bill Murray, Bruce Wills.. hepsi hikayeyi o kadar guzel beslemis ki. Her bir karakter basli basina bir karakter, hepsi tek tek ozenle dusunulup olusturulmus. Filmi izlerken her karakterin birbirinden farkli oldugunu ve kendine has ozellikleri oldugunu kesfediyorsunuz. Hic bir karakter laf olsun diye yaratilmamis, hepsinin filme ayri ayri katkisi var. Filmi bu kadar guzel yapan da zaten karakterlerin siradisiligi.
Filmdeki her sahnenin detaylari icin o kadar cok ugrasilmis ki, ilk andan itibaren detaylarin guzelligine vuruluyorsunuz. Ayrica filme sonbahar havasi hakim yani soluk renkler sarilar, kahverengiler ama bu renk paletine ragmen bir o kadar da canli yonetmenin bunu nasil basardigini bilmiyorum ama bana hissettirdigi bu.
Daha once bir filmden bu kadar cok sahneye bayildigimi hatirlamiyorum. Bu kadar minimalist calisilip nasil bu kadar etkileyici bir dunya yarattigini saskinlikla izliyorsunuz.
Ozellikle Anlaticinin yer aldigi sahnelerde ondan baska kisinin olmamasi arka planin guzelligine vuruldum.
Filmi en iyi anlatacagini dusundugum bir iki sahneyi daha eklemek istiyorum
'Suzy' kiz kahraminimizin 'Sam' erkek kahramanimiza kitap kamp atesinde kitap okudu sahneler de muhtesemdi. Suzy'nin en ilginc yanlarindan biri de kacis icin yanina bir bavul dolusu kitap almis olmasi bu bana biraz kendimi hatirlatti :)
Peki sadece sahneler mi etkileyeci olan tabi ki hayir :) Diyoglarda muhtesem. Mesela 'Suzy' ailesini sevmediginden ve 'Sam' in ne kadar sansli oldugundan bahsediyordu ve 'Sam'in verdigi cevap cok etkileyiciydi.
- Suzy I love you, but you have no idea what you're talking about.
Suzy'nin kutaphaneden kitaplari neden caldigini anlattigi sahne de cok basit ama etkileyiciydi
Ayrica film, komedi ogeleri de barindiyor mesela 'Suzy'in babasi Bill Morray'in ayakkabisi ile Edward Norton'a saldirdigi sahne mukemmeldi.
Filmdeki her sahnenin detaylari icin o kadar cok ugrasilmis ki, ilk andan itibaren detaylarin guzelligine vuruluyorsunuz. Ayrica filme sonbahar havasi hakim yani soluk renkler sarilar, kahverengiler ama bu renk paletine ragmen bir o kadar da canli yonetmenin bunu nasil basardigini bilmiyorum ama bana hissettirdigi bu.
Daha once bir filmden bu kadar cok sahneye bayildigimi hatirlamiyorum. Bu kadar minimalist calisilip nasil bu kadar etkileyici bir dunya yarattigini saskinlikla izliyorsunuz.
Ozellikle Anlaticinin yer aldigi sahnelerde ondan baska kisinin olmamasi arka planin guzelligine vuruldum.
Filmi en iyi anlatacagini dusundugum bir iki sahneyi daha eklemek istiyorum
'Suzy' kiz kahraminimizin 'Sam' erkek kahramanimiza kitap kamp atesinde kitap okudu sahneler de muhtesemdi. Suzy'nin en ilginc yanlarindan biri de kacis icin yanina bir bavul dolusu kitap almis olmasi bu bana biraz kendimi hatirlatti :)
Peki sadece sahneler mi etkileyeci olan tabi ki hayir :) Diyoglarda muhtesem. Mesela 'Suzy' ailesini sevmediginden ve 'Sam' in ne kadar sansli oldugundan bahsediyordu ve 'Sam'in verdigi cevap cok etkileyiciydi.
- Suzy I love you, but you have no idea what you're talking about.
Suzy'nin kutaphaneden kitaplari neden caldigini anlattigi sahne de cok basit ama etkileyiciydi
Ayrica film, komedi ogeleri de barindiyor mesela 'Suzy'in babasi Bill Morray'in ayakkabisi ile Edward Norton'a saldirdigi sahne mukemmeldi.
Filmin her sahnesi bir baska guzel, filmi izledikten sonra yonetmene hayran olmamak mumkun degil. Wes Anderson'i takip listesine aldim :)
Eger little miss sunshine yada everything is illuminated filmlerini begendiyseniz bu filmi sevmemeniz imkansiz. Bence mutlaka izlenmesi gereken bir film.
Etiketler:
Bill Morray,
Bruce Willes,
Edward Norton,
Film,
FilmElestirileri,
Jarad Gilman,
Jason Swartzman,
Kara Hayward,
Moonrise Kingdom,
Sam,
Suzy,
Wes Anderson
2 Kasım 2012 Cuma
Sanatci testi :)
Merhabalar,
Gecen gun Sanatblog.com'un sitesinde gordugum bir testi sizinle paylasmak istiyorum. Re:design studyosundan Eurydyka Kata ile Rafal Szczawinsk cok eglenceli bir sanat testi hazirlamislar. Hazirladiklari minimalist posterlerden yola cikarak sizlere ressamin kim oldugunu bulmanizi istiyorlar. Ben 15 tanesinin icinden 6 tanesini bilebildim. Bakalim siz ne kadar basarili olacaksiniz. Cevaplarini yazinin en sonunda bulabilirsiniz.
Cevaplar:1. Vincent van Gogh (1853–1890), 2. Salvador Dali(1904–1989), 3. Roy Lichtenstein (1923–1997), 4. Rene Magritte (1898–1967), 5. Andy Warhol (1928–1987), 6. Rembrandt van Rijn (1606–1669), 7.Marcel Duchamp (1887–1968), 8. Frida Kahlo (1907–1954), 9. Piet Mondrian (1872–1944), 10.Pablo Picasso (1881–1973), 11. Mark Rothko (1903–1970), 12. Johan Vermeer (1632–1675), 13. Jackson Pollock (1912–1956), 14. Henri Matisse (1869–1954), 15. Damien Hirst (1965 – )
Gecen gun Sanatblog.com'un sitesinde gordugum bir testi sizinle paylasmak istiyorum. Re:design studyosundan Eurydyka Kata ile Rafal Szczawinsk cok eglenceli bir sanat testi hazirlamislar. Hazirladiklari minimalist posterlerden yola cikarak sizlere ressamin kim oldugunu bulmanizi istiyorlar. Ben 15 tanesinin icinden 6 tanesini bilebildim. Bakalim siz ne kadar basarili olacaksiniz. Cevaplarini yazinin en sonunda bulabilirsiniz.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Cevaplar:1. Vincent van Gogh (1853–1890), 2. Salvador Dali(1904–1989), 3. Roy Lichtenstein (1923–1997), 4. Rene Magritte (1898–1967), 5. Andy Warhol (1928–1987), 6. Rembrandt van Rijn (1606–1669), 7.Marcel Duchamp (1887–1968), 8. Frida Kahlo (1907–1954), 9. Piet Mondrian (1872–1944), 10.Pablo Picasso (1881–1973), 11. Mark Rothko (1903–1970), 12. Johan Vermeer (1632–1675), 13. Jackson Pollock (1912–1956), 14. Henri Matisse (1869–1954), 15. Damien Hirst (1965 – )
Etiketler:
Andy Warhol,
Eurydyka Kata,
Frida Kahlo,
Henri Matisse,
Jackson Pollock,
Pablo Picasso,
Rafal Szczawinsk,
re:design,
Roy Lichtenstein,
Salvador Dali,
Sanat,
sanatblog,
Vincent van Gogh
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)