Moskova'ya gelip de metrosunu gormemis olan yoktur diye dusunuyorum. Her bir istasyonunun ayri bir sanat eseri olmasinin yaninda ulasim icin de mukemmel bir yol. Gelgelelim ki metronun hatlarinin yapimi konusunda anlatilan cok ilginc iki tane hikaye var.
Ilk hikayemiz su sekilde:
Stalin metronun semasini cizmesine muteakip , kahve fincanini tam semanin ortasina koymasiyla birlikte ve o kahve fincanin da altinin islak olmasina takriben sema uzernde tum metro hatlarini kesen kahverengi bir cember olusur. Metronun yapiminda gorev alacak muhendisler Stalin'den cekindikleri icin de bu cember seklindeki hattin yapilip yapilmayacagini soramazlar, sonuc olarak da bugunku ring adiyla da tabir edilen kahverengi hat olusur. Belki de kahverengi olmasinin sebebi de kahveden dolayidir bilinmez:)
Ikinci hikayemiz ise:
Aslinda ortada yine Stalin, yine bir kahve fincani ve korku dolu muhendislerimiz var. Bu sefer o meshur kave fincani sadece kahverengi hatti olusturmakla kalmiyor bu sefer tum istasyonlara sekil veriyor nasil mi ? Simdi yine bir masa basinda, Stalin metronun haritasini cizip muhendislerine verecekken tam o anda kahve fincanin haritanin uzerine dokulmesine muteakip haritanin bir cok yerinde lekeler birakmasini takriben korku dolu muhendislerimiz de yine Stalin'e hangi metro istasyonlarini yapacaklarini soraramamalariyla birlikte metronun bu kadar genis ve cok istasyonlu olarak insaa edilmesine sebep olmustur.
Bizim isimize gelmis bir sakarlik olmus :)
Hangi hikaye dogrudur ya da belki hic biri dogru degildir bilinmez ama yillardir kulaktan kulaga anlatilarak benim kulagima kadar geldi:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder